KÜREKTE SPORCU PSİKOLOJİSİ


Resim: 2015 World Cup I, Bled. GER1, POL, GER2, FRA, CHN


Başlığa aldanıp size tıbbi analizlerden bahsedeceğimi sanmayın. Tıp doktoru değilim ama başarı ile başarısızlık arasındaki ince psikolojik çizgiyi defalarca yaşamış bir kürekçi olarak sizinle tecrübelerimden edindiğim dersi paylaşabilirim.

İlk olarak günümüzde bilen bilmeyen herkesin kullandığı motivasyon kelimesi hakkında düşündüğümü kısaca açıklamak isterim. Bir sporcunun müsabakaya çıkarken fazladan bir motivasyona ihtiyacı yoktur. Gireceği yarışta bütün kış, hatta bütün geçmiş senelerde yaptığı ağır, fedakarlık isteyen çalışmaların sonucunu alacaktır. Zaten adrenalin üst seviyededir, alacağı derecenin önemini bilmektedir, yarışta uygulayacağı taktiği antrenörü ona defalarca anlatmış ve ezberletmiştir. Hatta ifade etmem gerekir ki daha fazla motivasyon çabası ters tepecek ve sporcuyu sinirlerine hakim olamayacağı bir duruma düşürecektir. Bazı futbol karşılaşmalarında rakibine düşmana saldırır gibi tekme tokat girişen sporcuların arkasında saklanan gerçek antrenörün verdiği aşırı dozdaki motivasyondur.

Aslında fizik kondüsyonu yetersiz bir kişiyi istediğiniz kadar motive edin, yarışın belirli bir noktasından sonra sporcu havayı ısırmaya başlayacak, dolaşım ve solunum sisteminin kapasitesi yetersiz olduğundan beyni yeteri kadar oksijen alamayacak ve vücut kendi kendine zarar vermeye başlayacaktır.

Buna karşılık yeterli antrenman programlarını tamamlamış olan bir yarışçı, kendisine verilen taktiği uygulamakta zorlanmayacaktır.

Kalabalık kürek teknelerinde motivasyon yarışın içindeki devrelerde iniş çıkışlar gösterir. Eğer tecrübeli biri ekibi gerektiği zamanda kaldıracak birkaç söz sarf edebilirse bu çok etkili olabilir. Tam tersi sadece bir sporcunun çökmesi tüm ekibi yavaşlatabilir.

Tecrübeli antrenörler ekibin içinde sadece kendi bildiği bir kişiye gizlice yarışın karakteristik aşamalarında arkadaşlarını ateşleme görevi verebilir. Ekibin yorgunluktan konsantrasyonunu kaybettiği bir anda çıkış yapan bir eleman tüm ekibi şahlandırabilir.

Bunun en zor uygulaması Tek Çifte sporcularında görülür. Teknede tek başınadır, kalabalık ekibin içindeki bir kişinin ekibi ateşlemesi veya dümencinin belirli bir anda gerekli kelimeyi söyleyerek tekneyi atağa kaldırması gibi bir lüksü yoktur.

Tarihte tek çiftecilerin irade savaşı verdiği birçok yarış vardır. Bunun en güzel örneği dünyanın en başarılı Tek Çiftecilerinden Alman Peter Michael Kolbe'nin spor kariyerinde görebiliriz.

Peter, bu teknede beş kez dünya Şampiyonu oldu. (1975, 1978, 1981, 1983, 1986). Rakipleri arasında geçilmesi mümkün olmayan bir yarışçı olarak tanındı. Buna karşılık katıldığı üç Olimpiyatta ikincilikte kaldı. 1976 Montreal ve 1984 Los Angeles'te Finli Pertti Karppinen ve 1988 Seul'de Doğu Alman Thomas Lange'nin ardından Gümüş Madalya aldı.

Kolbe’nin her üç olimpiyatta da parkuru sonuna kadar çok başarılı geçtiği ancak son metrelerde rakibine karşı çaresiz kaldığı yarışların analizi yapıldığında neden kaybettiğinin sadece bir tek sebebi olduğu kanısında fikir birliğine varılmıştı. O da Kolbe’nin son yüz metrede kendini ateşleyecek beyin enerjisinden yoksun kaldığı şeklindeydi. Yarış sonrası yapılan fiziksel testlerde Kolbe’nin herhangi bir kondüsyon eksiğinin olmadığı görülmüştü. Eksiklik gerçekten de beyinden gelecek son komutun gelmemesindeydi.

Bir ekibin fiziksel kondüsyonunun dışında mental olarak yarışa hazır olması için birçok karmaşık faktör vardır.

Yönetici-antrenör ilişkilerinin mükemmelliği, hamlacı – dümenci koordinasyonu, ekibin elemanlarının birbirine ölümüne güvenmesi, rakibin üstün ve zayıf yönlerinin iyi analiz edilmiş olması, akıllıca verilmiş ve herkesin inandığı bir yarış taktiği, ekipman-forma-aksesuar gibi faktörlerin benimsenmiş olduğu bir ortam ekibin motivasyonunu zaten yeterli şekilde tetikleyecektir.

Buna ilave olarak da yarış içinde sporcunun kapasitesinin tümünü kullanması problemi vardır. Bazen de o kapasitenin üstüne çıkılır.

Aktif yarışçılık kariyerimde şahsen birçok kez yaşadığım “kapasitenin üstüne çıkmak” gibi bir olay vardır. Sporcu özellikle başa baş geçen bir yarışın son metrelerinde gözü kararıncaya kadar dişini sıkar, temposunun ve gücünün düşmesine izin vermez ama fiziksel kapasitesinin son kırıntıları da harcanmıştır. Finiş düdüğünü duymaz, çizgiyi geçtiği halde vücut hala kürek çekiyormuş gibi birkaç kez öne gider gelir. Aldığı nefes yetmemekte, gözlerinin önünde yıldızlar uçuşmaktadır. Bacaklarına, ellerine kramp girmesi, düşünce gücünün azalması mümkündür. Kazandıysa gösterdiği ölçüsüz taşkınlık seyredenler için bunun bariz bir örneğidir.

Sırası gelmişken tekrarlamakta fayda görüyorum: “Kaybedenlerin hisleri, kazananların hislerinden daha derindir.” Kazanan ertesi günlerde olayı hazmedecek, ama kaybeden bir sonraki yarışa kadar o yarayı içinde taşıyacaktır.

Bunu çok iyi bilen antrenörler sporcularına bir kez kazanmanın güzel olduğunu ama önemli olanın başarıda süreklilik olduğunu anlatmaya çalışırlar.   

2017 yarış sezonunun yaklaştığı şu günlerde tüm kürekçilerimize hem yurt içi hem de özellikle yurt dışı parkurlarda sürekli başarılar diliyorum.

GENÇLER, BİZİ GURURLANDIRIN…

(Not: Şu Almanları bir geçin lütfen. Ben onların çok müthiş olmadıklarını yakından biliyorum…)

Celal Gürsoy

1976: https://www.youtube.com/watch?v=qBt3kk1pNTk

1984: https://www.youtube.com/watch?v=tuqpn7mbwM8

1988: https://www.youtube.com/watch?v=9-H3w-G0i-s

 

 

Diğer BÜLTENLER

Image

KOLBE EFSANESİ

KOLBE EFSANESİDünyanın en başarılı Tek Çifte kürekçilerinden biri olarak hatırlanan 2 Ağustos 1953 Hamburg doğumlu Alman Peter-Michael Kolbe 8 Aralık 2023 Cuma günü Lübeck'te son yıllarını geçirdiği b...

Image

EFSANE DÜMENCİ MARTIN SAUER

EFSANE DÜMENCİ MARTIN SAUER 2020 Tokyo Olimpiyatı, Alman Sekiz Tek ekibinin kıdemli dümencisi Martin Sauer’in son yarışıydı. 39 yaşındaki Martin, 2009’dan bu yana 12 yıldır Alman Milli Takım Sekiz Tek...


Image

TOKYO 1964'ten TOKYO 2020'ye neler değişti?

Tokyo, 1964 yılında 18. Olimpiyat Oyunlarını düzenlemişti. Şehir, 56 yıl sonra 2020 yılında 32. Olimpiyat oyunlarını düzenlemeye hak kazandı. Aradan geçen 56 yılda en dikkati çekici değişiklik şüphesi...


10 Olimpiyatlık dizimizin onuncu videosu: 2016 Rio Olimpiyatı

10 Olimpiyatlık dizimizin onuncu videosu: 2016 Rio Olimpiyatı https://www.youtube.com/watch?v=IMXKTFxvG2Q...


Image

10 Olimpiyatlık dizimizin dokuzuncu videosu: 2012 Londra Olimpiyatı

10 Olimpiyatlık dizimizin dokuzuncu videosu: 2012 Londra Olimpiyatı 10 Olimpiyatlık dizimizin dokuzuncu videosu: 2012 Londra Olimpiyatıhttps://www.youtube.com/watch?v=pMOzq6vNQ-M&t=773s...


Image

SPORDA İNGİLİZ ÖLÇÜLERİNİN YARATTIĞI KARIŞIKLIK

MARATON YARIŞI NEDEN 42.195 METREDİR? Birçok kaynakta Maraton Yarışının uzunluğu olan 42.195 metrenin antik Yunandan geldiği belirtilir. Bu tam olarak doğru bir bilgi değildir. Gerçekten de içeriği de...