2.DÜNYA SAVAŞINDA GALATASARAYLI KÜREKÇİLER

CAMBRİDGE EKİBİNDE BİR GALATASARAYLI

Avrupa, 1. Dünya Savaşından sonra yaralarını tam olarak saramadan 2. Dünya Savaşı patladığında biri İngiltere-Londra’da, diğer ikisi Almanya-Berlin’de eğitimlerini tamamlamaya çalışan üç Galatasaraylı kürekçi vardı.

Londra’da Cambridge Üniversitesinde burslu olarak Makine Mühendisliği eğitimi almakta olan 1917 doğumlu Şamil Urallı, 1939 yılında Denizbank’ın açtığı sınavı kazanarak İngiltere’ye gelmişti. Urallı, Galatasaray Spor Kulübünde kürek, yüzme ve sutopu takımlarının sporcusuydu ve 1943 yılında Cambridge Üniversitesi kürek takımına girerek ünlü Sekiz Tek ekibine seçilme başarısını göstermişti.



Resim: Soldan 4. Şamil Urallı, Cambridge ekibi ile.

Oxford, Cambridge Sekiz Tek ekipleri arasındaki 1829’dan beri yapılmakta olan geleneksel yarışlar savaş nedeniyle o yıllarda bombalanmakta olan Londra’da yapılamamıştı. Gene de Times Nehrinde gayri resmi olarak yarışlar düzenlenmiş ve Urallı ekipteki yerini almıştı.



Resim: Şamil Urallı Cambridge 1943 Sekiz Tek ekibi yarış listesinde

Urallı, Türkiye’ye döndükten sonra 1948’de Galatasaray Kürek Şubesi Kaptanlığını yapmıştı. Daha sonra evlenip Amerika’ya yerleşen Şamil Urallı 1997 yılında New York’ta vefat etmiştir.


ALMANYA CEPHESİNDE İKİ KÜREKÇİ

2. Dünya Harbi sırasında Almanya’da olan (1912 doğumlu) Nevin Hassan, Galatasaray Lisesi mezunu, Galatasaray Spor Kulübünün kürek, yüzme ve sutopu takımlarının sporcusuydu.

Nevin Hassan, 1935’ten sonra genç yaşta aktif sporu bırakmış, Almanya’ya Berlin Teknik Yüksek Okulunda eğitime gitmiş ve 1936 Berlin Olimpiyatını Kırmızı-Beyaz Dergisinin muhabiri olarak takip etmişti.

 


Resim: 1936, Nevin Hassan Berlin Olimpiyat Stadı girişinde. (Foto: Özüak Aile Arşivi)

Nevin Hassan Almanya’daki eğitimi sırasında Berliner Ruder Club’da o günlerde dünyanın en ünlü kürek antrenörleri arasında bulunan F. K. Gwinner ve Tom Sullivan ile çalışmış, aynı zamanda ünlü otorite Steve Fairbairn’in kitaplarını okumuş, Ortodoks kürek stili ile karşılaştırmıştı

Steve Fairbairn 1936 Olimpiyatı sırasında Berliner Ruder Club’de kürek sporu ile ilgili eğitimler vermiş, antrenmanlara katılmıştı. Bunlara Nevin Hassan da katılmıştı. Nevin Hassan o tarihlerde eğitim için bulunduğu Berlin’de aynı zamanda Kırmızı-Beyaz adlı derginin muhabiri olarak Olimpiyat Oyunlarını takip etmişti.

Hassan daha sonra yurda döndüğünde Kürek Sporu adıyla bir kitap yayınlamış ve Fairbairn kürek stilinden ve antrenman metodundan detaylı olarak bahsetmişti.

Nevin Hassan yurda döndükten sonra Galatasaray Kürek takımının antrenörlüğünü yapmış ve bu metotla yetiştirdiği Tevfik Başkaynak, Suat Kesim, Turgut Atakol, Sati İpek ve Dümende Reşat Akant’tan oluşan başarılı ekibi 1940’lı yıllarda “Geçilmez Armada” olarak ün yapmıştı.

Aynı yıllarda, Berlin’de aynı okulda okuyan bir Galatasaraylı kürekçi daha vardı; babam Ali Sungur Gürsoy.


Resim: 1934 Galatasaray Denizcilik Yıllığında babamın karikatürü

İnşaat Mühendisi olan dedem Celal Gürsoy önce amcamı, o döndükten sonra da babamı eğitim için Almanya’ya göndermiş. Daha önceleri kendisi İstanbul Fen İşleri Müdürü olarak zamanın büyük bir Alman inşaat firması olan Wayss und Freitag ile beraber İstanbul’un Beyazıt Meydanındaki ilk umumi tuvaletleri ve oradan Sirkeci üzerinden Eminönü kıyısına kadar olan kanalizasyon kanallarını inşa etmişler. Daha sonra Yenikapı mendireğini yapmışlar. Alman mühendislerle beraber resimler çekmişler. O günlerden kalan siyah beyaz resimlerde 1929-1935 yılları arasında Beyazıt meydanındaki mermer tuvaletler, Sirkeci meydanına kadar gelen kanalizasyon çalışmaları, Sirkeci meydanında askıya alınmış tramvay raylarının altında çalışan işçiler ve Eminönü kıyılarından denize açılan kanalizasyon boruları, Yenikapı Dalgakıranı’nın inşaatı sırasında çekilmiş görüntüler var.



Resim: Sirkeci Kanalizasyon İnşaatı



Resim: Yenikapı Mendireği İnşaatı



Resim: Dedem Celal Gürsoy Alman Mühendisler ve inşaat ekibi ile birlikte

İşte bu inşaatlar sırasında dedemin arkadaş olduğu mühendislerden birinin yanına Almanya’ya gönderilen Muhittin Amcam Berlin üniversitesinde okuyup İstanbul’a dönünce sıra babama gelmiş. O da Berlin üniversitesinde makine mühendisliği okumaya başlamış ama sonrası acıklı bir hikaye haline dönüşmüş.

İkinci dünya savaşı başlamış. Berlin şiddetli bombardıman altında kalmış. Arnavutköy’deki evden Berlin’e tahta kutular içinde gıda malzemesi gönderilmeye başlanmış. Bir süre sonra da kutular Berlin’de teslim alınmamaya başlamış. Arnavutköy’dekiler babamı öldü zannetmişler.

Babam çok az anlatırdı o günleri. Öğrenci olarak evleri paylaştıkları yahudi arkadaşları toplanıp götürülmüş. Geri gelen olmamış. Gidenlere ait eşyaları uzun süre emanet olarak saklamışlar. Her an onları da toplamaya gelecekler diye korku içinde yaşamışlar. Her alarm çaldığında binanın bodrum katına inerlermiş. Bir gün uçakların bıraktığı bombalardan biri yandaki binaya isabet etmiş. Binanın damından girip bütün katları delip geçerek bodruma kadar inmiş ve orada patlamış. O görüntüyü bize anlatmak istemedi ama unutamadığı çok belliydi. O günden sonra artık bodruma da inmemeye başlamışlar. Karlı buz gibi havalarda sirenler çaldığında patlamasın diye camları açıp battaniyeye sarılıp yatağın içine oturup beklerlermiş.

Bir süre sonra İstanbul’dan gelen paketler artık gelmemeye başlamış. “Beni unuttular” diye üzülmüş. Açlıktan gözleri görmemeye başlamış. Bir Alman arkadaşının yardımıyla toparlanmış. Günün birinde bütün yabancı öğrencileri toplayıp bir trene doldurmuşlar. Arkadaşlarından birinin fotoğraf makinesi varmış. Tren sık sık durdurulup aranıyormuş. Her seferinde makineyi istasyonun aksi tarafındaki camın dışına asarak yakalanmadan kuzeydeki limanlardan birine kadar gitmişler.

 



Resim: Babamın mektupları arasında kartpostalı olan Drottningholm Gemisi


Resim: Gemi Savaş günlerinde

Oradan Swedish-American Line Şirketine ait olan ve o yıllarda yardım gemisi olarak kullanılan SS Drottningholm adlı beyaz büyük bir gemiye bindirilmişler. 15 Mart 1945’de Göteborg’dan kalkıp Liverpool’a uğrayıp devam etmişler. Geminin üzerinde bombalanmamak için dikkati çekecek şekilde işaretler varmış. Bu sayede denizaltılar tarafından torpillenmeden Cebelitarık’tan Akdeniz’e girip bütün limanlara uğrayarak İstanbul’a gelmişler. Yabancı kaynaklardan yaptığım araştırmalarımdan bulabildiğim kadarıyla gemide 80’i Berlin’den getirtilen toplam 325 Türk bulunmaktaymış. Geminin bu seferi, harbin bitmesinden önce yapılabilmiş son kurtarma harekatı olmuş.

Hatırımda kalan babamın eski anlatılarını değerlendirerek, aynı yıllarda Berlin’de okuyan ve eğitimini harp dolayısıyla yarım bırakarak dönüş yapan Galatasaray Spor Kulübünden ekip arkadaşı Nevin Hassan ile beraber döndükleri anlaşılmaktadır.

Babam, şehrin silüetini görünce nasıl ağladıklarını sadece bir kere arkadaşlarına anlatmıştı. Ben yan taraftaki odamda oturmuş kulak kesilmiş onları dinliyordum. O günden sonra babama başka bir gözle bakmaya başlamıştım. Yaşamaktan vazgeçmemişti.

İstanbul’a döndüğünde Bebek’teki Galatasaray Kürek Kayıkhanesine gittiğinde arkadaşları hayalet görmüş gibi olmuşlar. Kutlamalar yapılmış falan ama o günlerden pek bahsetmek istemediğine göre herhalde unutmaya çalışıyordu. Bu anıları anlatırken kalkıp camı açıp soğuk Boğaz havasını içine çeker sakinleşmeye çalışırdı.



Resim: 1934 yılında çıkılan Uzun Sefer’de İzmit‘e giden Kürekçilerden bir grup: Faruk Umay - Bedii Gorbon - Ali Sungur Gürsoy - Emcet Ali Sander - Haluk Sadak - Cengiz Kut - Nevin Hassan.

Nevin Hassan 1951 yılında 39 yaşında, Ali Sungur Gürsoy 1966 yılında 51 yaşında vefat etti. Tarihin bir sayfası daha onlarla birlikte kapandı. Anılarını yaşatarak bilgileri bir sonraki kuşağa devretmek de bize düştü…

Celal Gürsoy, 22.10.2016

Diğer BÜLTENLER

Image

KOLBE EFSANESİ

KOLBE EFSANESİDünyanın en başarılı Tek Çifte kürekçilerinden biri olarak hatırlanan 2 Ağustos 1953 Hamburg doğumlu Alman Peter-Michael Kolbe 8 Aralık 2023 Cuma günü Lübeck'te son yıllarını geçirdiği b...

Image

EFSANE DÜMENCİ MARTIN SAUER

EFSANE DÜMENCİ MARTIN SAUER 2020 Tokyo Olimpiyatı, Alman Sekiz Tek ekibinin kıdemli dümencisi Martin Sauer’in son yarışıydı. 39 yaşındaki Martin, 2009’dan bu yana 12 yıldır Alman Milli Takım Sekiz Tek...


Image

TOKYO 1964'ten TOKYO 2020'ye neler değişti?

Tokyo, 1964 yılında 18. Olimpiyat Oyunlarını düzenlemişti. Şehir, 56 yıl sonra 2020 yılında 32. Olimpiyat oyunlarını düzenlemeye hak kazandı. Aradan geçen 56 yılda en dikkati çekici değişiklik şüphesi...


10 Olimpiyatlık dizimizin onuncu videosu: 2016 Rio Olimpiyatı

10 Olimpiyatlık dizimizin onuncu videosu: 2016 Rio Olimpiyatı https://www.youtube.com/watch?v=IMXKTFxvG2Q...


Image

10 Olimpiyatlık dizimizin dokuzuncu videosu: 2012 Londra Olimpiyatı

10 Olimpiyatlık dizimizin dokuzuncu videosu: 2012 Londra Olimpiyatı 10 Olimpiyatlık dizimizin dokuzuncu videosu: 2012 Londra Olimpiyatıhttps://www.youtube.com/watch?v=pMOzq6vNQ-M&t=773s...


Image

SPORDA İNGİLİZ ÖLÇÜLERİNİN YARATTIĞI KARIŞIKLIK

MARATON YARIŞI NEDEN 42.195 METREDİR? Birçok kaynakta Maraton Yarışının uzunluğu olan 42.195 metrenin antik Yunandan geldiği belirtilir. Bu tam olarak doğru bir bilgi değildir. Gerçekten de içeriği de...